Üniversitemiz Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Karakuş, ekip arkadaşları Arş. Gör. Dr. Veysel Karani Belen ve Arş.Gör. Dr. Yasemin Geben tarafından literatürde nadir görülen iki olgunun sunulduğu bildiri, 14-17 Ekim 2021 tarihinde Antalya da düzenlenen 8th INTERCONTINENTAL EMERGENCY MEDICINE CONGRESS- 8th INTERNATIONAL CRITICAL CARE AND EMERGENCY MEDICINE CONGRESS- 17. Ulusal Acil Tıp Kongresi’nde en iyi poster sunum ikincilik ödülüne layık görüldü.
Dünyanın değişik ülkelerinde bilimsel etkinlikler düzenleyen ve bilimsel yayınlar yapan Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) bünyesindeki 15 kuruluş ve dünya çapındaki 53 dernek öncülüğünde düzenlenen etkinlikte acil tıbbı ilgilendiren temel konular ve uygulamalar hakkında Uluslararası bilim insanlarının da katıldığı güncel bilgiler paylaşıldı.
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi acil servisine nefes darlığı ve göğüs ağrısı şikayetleri ile farklı zamanlarda getirilen olgular hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Ali Karakuş:
Akupunktur ve kuru iğneleme tedavisi ilk olarak 7. yüzyılda uygulanmış, miyofasiyal ağrı (kas ağrısı) tedavisinde ise 20. yüzyıldan itibaren kullanılmıştır. İki tedavi de kanıta dayalıdır. Kuru iğneleme tekniği akupunkturdan farklı olarak kısa süreli ve herhangi bir ilacın kullanılmadığı bir yöntemdir. Medikal akupunktur veya intramuskuler stimülasyon olarak da bilinir. Farklı boyutlarda iğneler kullanılarak miyofasiyal tetikleme noktası boyunca iletilen bilgilerin üst seviyelere iletilmesi engellenir.
Yaygın olarak fizyoterapistler ve algoloji uzmanları tarafından kullanılmaktadır. Hastalarda nadir görülen ve hayatı tehdit eden istenmeyen durumlar, komplikasyonlar gelişebilmektedir. Bunlardan en önemlisi akciğer zarları içerisine hava birikimi sonucu akciğerin havalanmasının engellenmesi durumu olarak bilinen pnömotoraksdır.
Akupunktur ve kuru iğnelemeye bağlı pnömotoraksla ilişkili alanlar; üst trapezius, paraspinal, medial skapular ve subklavikular bölgelerdir. Özellikle omuz bölgesine yapılan kuru iğneleme ya da akupunktur sonucu pnömotoraks gelişebileceği akılda tutulmalıdır.
Bizim de ilk müdahalesini yaptığımız olgular sorgulandığında sırt ve omuzlarındaki ağrılar nedeni ile 2 gün önce kuru iğneleme yöntemi ile ağrı tedavisi yapıldığı, ardından nefes darlığı ve göğüs ağrısı geliştiği öğrenildi. İlk değerlendirme ve grafiler sonrası iki olguda pnömotoraks tanısı kondu. Göğüse tüp takılması işlemi gerçekleştirilerek hayati tehlikesi önlendi, takip ve tedavi amaçlı ilgili kliniğe yatırıldı ve şifa ile taburcu edildi.